- yüzyılın ortalarında Birleşik Krallık, bugün bildiğimiz sınırlarını çizmeden önce, küçük krallıklar ve güçlü Viking akınları arasında bölünmüştü. Ancak, bu kaotik dönemde Æthelstan adlı bir kral ortaya çıktı ve İngiliz tarihinin seyrini değiştirecek bir yolculuğa başladı. Æthelstan’ın taç giymesi sadece bir törensel olay değildi; aynı zamanda Anglo-Sakson krallıklarını birleştirerek ilk İngiliz kralı olmasını sağlayan, Viking tehdidinin sona ermesini müjdeleyen bir dönüm noktasıydı.
Æthelstan, babası Kral Edward’ın ölümüyle Wessex tahtına çıktı. Genç ve kararlı bir lider olan Æthelstan, babasının politikalarını takip ederek güneybatı İngiltere’deki hakimiyetini güçlendirmeyi hedefliyordu. Ancak Æthelstan için asıl zorluk kuzeyde saklıydı: Vikingler.
Danimarkalı Vikinglerin lideri Guthrum, 9. yüzyılda İngiltere’yi istila etmiş ve Doğu Anglia’yı ele geçirmişti. Guthrum daha sonra Hristiyanlığı kabul ederek İngiltere kralıyla barış anlaşması imzalamıştı. Ancak bu barış kalıcı olmadı. Vikingler, 10. yüzyılın başlarında yeniden saldırıya geçtiler ve birçok Anglo-Sakson krallığına büyük zararlar verdiler.
Æthelstan, bu tehdide karşı koymak için kararlıydı. Öncelikle, kuzeyin güçlü Viking lordlarını yenerek birleşme politikası izledi. 927 yılında, Northumbria kralı Constantine II ile ittifak kurarak İskoçya’nın Viking istilasını püskürttü. Bu zaferin ardından Æthelstan, İngiltere’yi birleştirmeye odaklandı.
Æthelstan, askeri gücünü kullanmanın yanı sıra diplomasi ve siyaseti de ustalıkla kullandı. 937 yılında, Viking lideri Olaf Guthfrithson ile yaptığı savaşta zafer kazanan Æthelstan, kuzey İngiltere’deki Viking hakimiyetini sona erdirdi. Bu zafer, Æthelstan için bir dönüm noktasıydı ve onun ilk İngiliz kralı unvanına layık olduğunu gösteriyordu.
Æthelstan’ın Yerleşik Bir Krallık Oluşturma Politikası:
Æthelstan’ın taç giymesi sadece bir savaş zaferi değil, aynı zamanda birleşik İngiltere için önemli bir yapısal değişikliği tetikledi:
- Merkezi otoritenin güçlenmesi: Æthelstan, diğer Anglo-Sakson krallıklarını kendisine boyun eğdirerek güçlü bir merkezi yönetim kurdu. Bu sayede kraliyet ailesinin gücü arttı ve yerel beyliklerin bağımsızlığı sınırlandı.
- Kanunların standartlaştırılması: Æthelstan farklı bölgelerdeki hukuk sistemlerini tek bir kanun altına topladı.
Bu hem adaletin sağlanmasını kolaylaştırdı hem de ülke genelinde uyumu güçlendirdi.
- Ekonomik politikalar: Æthelstan, ticaretin geliştirilmesi için yeni yollar açtı ve vergileri düzenlemeye yönelik adımlar attı. Bu politikalar sayesinde İngiltere ekonomisi büyüdü ve kraliyet hazinesi güçlendi.
Æthelstan’ın Mirası: Birleşik Krallığın Doğuşu:
Æthelstan, sadece bir kral değil aynı zamanda İngiliz kimliğinin ve ulusal bilincin oluşumunda önemli bir rol oynadı. 937 yılında taç giydiğinde, Æthelstan sadece kendi krallığını yönetmek isteyen bir lider değildi. O, gelecek nesiller için güçlü ve birleşik bir İngiltere hayal ediyordu.
Æthelstan’ın taç giymesi, Anglo-Sakson krallıklarını birleştirerek ilk kez “İngiliz” kimliğini ortaya çıkardı. Æthelstan’ın başarıları, Viking tehdidinin sona ermesine ve İngiliz kültürünün gelişmesine önemli katkılarda bulundu. Onun mirasının günümüz İngiltere’sine yansımaları hala görülmektedir.
Æthelstan’ın yönetimi, Birleşik Krallık’ın tarihine damga vurmuştur. O, bir kral olarak sadece toprak kazanmakla kalmamış aynı zamanda kültürü, ekonomiyi ve hukuku geliştirerek güçlü bir İngiliz kimliği inşa etmeye katkıda bulunmuştur.